1. Dünya Savaşı’nın başlarında Osmanlı donanmasına bağlı Yavuz ve Midilli zırhlıları Rusya’nın Karadeniz limanlarını bombardıman edince Rusya Osmanlı Devletine Savaş ilan etti. Bir Rus kolordusu işgal altındaki Sarıkamış’tan Erzurum yönünde ilerlemeye başladı. Osmanlı birlikleri sayıca az olmalarına rağmen, Köprüköy’de beklenmedik bir başarı kazandılar ve Rus birliklerini gerilettiler. Ardından Erzurum’daki 3. ordu genel bir saldırı başlatarak Rus birliklerine ağır kayıplar verdirdiler. İşgal altında olan Artvin’de kurtarıldı. Bu gelişmenin ardından Üçüncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, mevsim şartlarını dikkate alıp, ayrıca askerin kaput başta olmak üzere, giyim ve iaşesinin yetersizliğini, top ve süvari atlarının azlığını hesaba katarak, sıcağı sıcağına düşmanı takip etmedi.
Köprüköy Meydan Muharebesinin raporlarını alan, yarbaylıktan paşalığa terfi ettirilen Harbiye Nazırı (Milli Savunma Bakanı) Enver Paşa, Alman kurmay ve generalleriyle Erzurum'a geldi. Enver Paşa, Erzurum ve Köprüköy'de birer taburu teftiş etmişti ancak ordu birliklerinin tamamı hakkında yeterli bilgiye sahip değildi. Üstelik, ordu kumandanı Hasan İzzet Paşanın, bu mevsimde harekat yapılamayacağı, taarruzun bahara bırakılması tavsiyesine karşılık, onu vazifesinden azletti ve taarruza karar verdi. Taarruzu Alman genel kurmayı da destekliyordu. Üçüncü Ordu Komutanlığı vazifesini de üzerine alan Enver Paşa, 18 Aralık 1914 tarihinde, kıtalara, taarruz emrini verdi.
Hazırlanan plana göre saldırı çok geniş bir cepheye yöneltiliyordu. Ana güçler Sarıkamış’a, bir kolordu Batum’a başka bir birlikte İran üzerinden geçerek cephenin güney kanadına saldıracaktı. 22 Aralık’ta harekete geçen 9. ve 10. kolordular Oltu ve Bardız yönünde ilerleyerek Ruslara büyük kayıplar verdirdiler. Bunun ardından Enver Paşa, 9. Kolordu’nun kendisine yetişmesini beklemeden, bu Kolordunun 29. tümeniyle birlikte hızla Sarıkamış’a yöneldi. Ama 4 gün sonra 26 Aralık'ta Sarıkamış önlerine geldiğinde, gücünün yetersiz kalacağını düşünerek 9. ve 10. kolorduları beklemeye başladı. Bu bekleyiş savaşın gidişini değiştirdi. Ruslar Sarıkamış’a büyük bir yığınak yaptırdığı gibi, 9. ve 10. da Sarıkamış ve Allahüekber dağlarını aşarken ağır kış koşullarına uygun donanımları olmadığı için çok büyük kayıplar verdi. 28 Aralık’ta Sarıkamış önlerine geldiklerinde toplam asker sayıları 60 binden 10 bine inmişti. Bu askerlerin ise savaşa katılacak gücü kalmamıştı.
Buna rağmen 29 Aralık’ta saldırı başladı; hatta küçük bir güç Sarıkamış’a girdi. Ama bu üstünlük iki saat sürdü. Rus, Türkistan Kolordusu komutanı Yudeniç’in karşı saldırısı sonucunda 9. kolordu çekilmeye bile fırsat bulamadan teslim oldu.Enver Paşa ise 10. ve 11. Kolordulardan artakalan güçlerle Bardız’a çekildi (5 Ocak 1915).
Rus orduları 1915 başlarından sonra Sarıkamış Harekatı sonunda, Doğu Anadolu kapıları, Ruslara açıldı. 13 Mayıs 1915'te Ermenilerin işbirliği yaptığı Rus kuvvetleri, önce Van'a, bilahare Muş ve Bitlis'e girdi. Ermenilerin harp esnasında Ruslara yaptıkları büyük hizmetin karşılığı olarak, bu illerin valilikleri, Ermenilere verildi. Harpten sonra, Ermeni-Rus işbirliği sonunda, bölge halkına karşı müthiş bir soykırıma girişildi. Van Gölünün ortalarına kayıklarla taşınıp öldürülen, suya dökülen çocuk, kadın, genç ve ihtiyar Türklerin sayısı, kesin olarak tespit edilmemesine rağmen, çok fazladır. Esasen, bu harp sırasında Ermeni Komitacıları, hemen her tarafta isyana hazırlanarak, birçok yerde depolar dolusu silah ve cephane biriktirdiler. Bu silah, teçhizat ve destekle katliam yapıp, Doğu Anadolu'yu harabeye çevirdiler.
"Zirve Anıtı" Olarak da Adlandırılan Sarıkamış Şehitleri İçin Yapılan Anıt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder